Bu aralar...


Girls ve Togetherness bittiğinde kendimi bir dizi boşluğunda buluvermiştim. Bu arada, Ocak ayında Togetherness ile ilgili bir yazı yazmıştım. Buradan okuyabilirsiniz. Yeni sezonu başlayacağı için çok heyecanlaydım. 2. sezonun ortasında dizinin iptal edildiği haberi geldi ve resmen yıkıldım. Harcadılar güzelim diziyi. Neyse, biz konumuza geri dönelim. Benim bu izlemeye değer dizi bulamadığım dönemde bir arkadaşımın tavsiyesiyle Halt and Catch Fire'a başladım. Daha önce ismini hiç duymamıştım. Pushing Daisies ile gönülleri fetheden Lee Pace başrolde. 80'li yıllardaki bilgisayar sektörünü konu alıyor. Bilgisayar ve yazılım konularına ilgisi olanların bayılacağı bir dizi. Bu konulara ilginiz yoksa bile izleyin, Dizi daha ilk bölümünde sizi içine çekiyor. Bana göre, Mackenzie Davis tarafından canlandırılan Cameron Howe adlı karakter dizinin yıldızı. Kafası zehir gibi çalışıyor ve tam bir "Badass". Bu diziye mutlaka bir şans verin!
Bu aralar severek izlediğim diğer bir dizi ise Jay Duplass sayesinde keşfettiğim Transparent. Duplass kardeşlerin hiçbir dizisi mi insanı hüsrana uğratmaz. Transparent'ı daha önce duymuştum ancak, izlemeye hiç yeltenmemiştim. Evde çılgın bir Cumartesi gecesi ateşi yaşadığım günlerden birinde diziye başlamaya karar verdim. Jenerik müziği girdiği anda tüyleriniz diken diken oluyor. Neden mi? Çünkü, Dustin O'Halloran. 70'li yaşlarına gelmiş emekli bir akademisyen olan Mort'un cinsiyet değişikliği ve bu durumun ailesi üzerindeki etkisini tüm yalınlığıyla anlatan bir dizi Transparent. Kendini keşfetme ve aile üzerine izlediğim en iyi dizilerden. Bonus olarak da bu dizinin müzik seçimleri beni benden alıyor. Spotify'da yayınlanmış iki sezonun da listesine ulaşabilirsiniz.
Mayıs ve Haziran ayları iyi müzik bombardımanına uğradığımız iki ay oldu ve olmaya da devam ediyor. Sevdiğim sanatçıların merakla beklediğim yeni albümleri ve single'ları bir bir çıkıyor. Little Tybee, Oscar, Keenan O'Meara, Two Door Cinema Club ve dahası. Yeni çıkan ve bu iki ayda keşfettiğim şarkıları dinlemek için Spotify'daki May & June '16 listemi takip edebilirsiniz.
Son olarak geçtiğimiz ay başladığım ve daha önce başlamadığıma pişman olduğum bir aktivite var; bisiklete binmek. İşten gelip bir şeyler atıştırdıktan hemen sonra bisikletimi alıp sahile iniyorum. Güneşin batmaya yakın, hava sıcaklığının mükemmel olduğu bu saatlerde nefis bir manzara eşliğinde bisiklete binmek şu hayatta bana en çok keyif veren şeylerden biri oldu. Günün tüm yorgunluğunu üzerinizden alıp, enerji depolamanıza yardımcı oluyor. Ekstra bilgi: Pure Fix Cycles marka bisikletler ile aşk yaşıyorum. Fiyatları da bir o kadar güzel. "Haydi, İpek'e Pure Fix Cycles alalım!" kampanyası mı başlatsam acaba? :D


No comments

Back to Top