Never Let Me Go




Geçtiğimiz ay içerisinde The Social Network'ü izledikten sonra Andrew Garfield hakkında küçük çaplı bir araştırma içine girdim. IMDB'nin sitesinde rol almış olduğu filmleri incelerken Never Let Me Go ile karşılaştım. Hemen oyunculara baktım; Carey Mulligan ve Keira Knightley, Garfield'e başrollerde eşlik ediyor. Bu oyuncular ile bir filmin kötü olması imkansız diyerek hiç zaman kaybetmeden filmi izlemeye koyuldum. Birisi bana "filmde ne anlatılıyo?" sorusunu yönelttiğinde cevap vermekte oldukça güçlük çekiyorum. Özellikle bu film hakkında birine bahsediyorsanız çok dikkatli olmanız lazım, çünkü ağzınızdan kaçıracağınız bir kelime filmin bütün büyüsünü bozabilir. Sadece şunu diyebilirim ki, film ölümün kaçınılmaz gerçekliğini çok farklı bir boyuttan ele alıyor. Kazuo Ishiguro'nun aynı adlı romanından uyarlanan film baştan sona kadar sizi kendine hapseden türden. Yer yer içiniz fazlasıyla acıyor. İzlemeye başlamadan önce yanınıza bir paket selpak almanızı öneririm.


Filmi o kadar beğendim ki ilk izleyişimden sonra bir kaç gün boyunca tekrar tekrar izlemeye devam ettim. Daha sonra kitabını da almaya karar verdim, çünkü internette hakkında çok güzel şeyler okudum. Öyle ki Carey Mulligan'ın üniversitede öğretim üyesi olan annesi kitabı çok beğendiği için özellikle filmin setine gelip Kazuo Ishiguro ile tanışmış. Kitabı okumayı iki gün kadar önce bitirdim ben de. Mutlaka film ile kitap arasında bazı farklılıklar var. Ama ikisinde de aynı hava kuvvetlice hakim. Hem filmin hem de kitabın sonunda vardığım bir ortak kanı var ki o da Kazuo Ishiguro'nun gerçekten çok iyi bir yazar olduğu. Filmde de özellikle Carey Mulligan ve Andrew Garfield "döktürmüş" denilecek kadar iyi performans sergiliyor.
Sonuç olarak Never Let Me Go son zamanlarda izlediğim fimlerden ve okuduğum en iyi kitaplardan biri diyebilirim. En kısa zamanda görmenizi ve okumanızı şiddetle tavsiye ederim sayın izleyiciler:)

2 comments

Back to Top